İNSANLARI SÖZLERİYLE DEĞİL, HAREKETLERİYLE ÖLÇ
Bazı insanlar vardır, ağızından bal damlar. Sana şiir gibi konuşur, kalbini yumuşatır, gözünü boyar, beynini pamuk şekerine çevirir. Öyle tatlıdır ki, bir an “ah bu insanla Mars’a bile giderim!” dersin. Ama gel gör ki, iş harekete gelince o bal damlayan ağız birden mühürlenir, eller cebine kaçar, gözler tavana dalar.
Yaşar Kemal’in İnce Memed’inde dediği gibi:
“İnsanları sözleriyle değil, hareketleriyle ölç!”
Ne kadar doğru bir söz…
Çünkü söz, süslüdür; hareketse gerçektir.
Bir gün biri sana “Sen benim canımsın, ciğerimsin, gözümün nurusun!daha abartıp Vay gözünün yağını yiyim ” diyorsa ama en basit destek anında ortadan kayboluyorsa, o cümlelerin hiçbir kıymeti yoktur. Bir düşünün.Gerçek dost, omuz verir. Gerçek dost, iyi günde pohpohlamaz sadece, kötü günde de yıpranmış ruhuna merhem olur. Gerekirse sessizce yanında oturur, o bile yeter.
Dostluğu, sevgiyi, insanlığı ölçmenin en iyi yolu, cümle koleksiyonu yapmak değil; davranış kütüphanesi oluşturmaktır. Biri “Her zaman yanındayım!” mı dedi? Not etme, bekle. Bir zor an yaşa, bir moral bozukluğu geçir. Bak bakalım o sözlerin altını dolduracak mı?
Kısacası:
Lafla peynir gemisi yürümüyor.
Hareketle kalp kazanılıyor.
Eylem, laftan büyüktür.
Belki bu yüzden dost seçmek de, aşk seçmek de,akraba seçmek de biraz sabır ister. Zaman her maskeyi düşürür, her cilayı kazır. Sen de sakin ol, acele etme, gözünü kulağını 4 değil, 8-9 aç . Hareketleri izle. Küçük incelikleri fark et. Çünkü bir insanın gerçek niyeti, yaptığı küçücük şeylerin toplamında saklıdır.
Seni anlatan, başkalarına söylediğin güzel sözler değil, yaptığın küçük iyiliklerdir.
Seni tanımlayan, vaadlerin değil, verdiğin sözleri tutma biçimindir.
Ve seni büyüten, susup da sıkı sıkı sarıldığın anlardır.
İnce Memed haklı. Önce ölç, sonra dost et. Hareketiyle sana dokunan, kalbinin kapısını aralayandır.
Öyleyse hadi…
Etrafında sadece konuşanlar mı var, yoksa gerçekten hareket eden, omuz veren, el uzatanlar mı? Sadece güzel cümleler kuran, kalabalıkta seni alkışlayan insanlar mı var, yoksa sessizce derdini dinleyen, arayıp halini hatırını soran, zor anında yanında duran birkaç gerçek dost mu? Gerçek dostluk, lafta değil, davranışta saklıdır.
Herkes “Ben senin için her şeyi yaparım!” demeyi becerir. Ama o “her şey”in ilk adımı atılacağı zaman çoğu insan ortadan buhar olur. Kimisi bahanesini hazır eder, kimisi üç maymunu oynar. O yüzden insanların cümlelerine değil, eylemlerine bakacaksın . Kimsenin nutkuna, pohpohuna, cilalı sözlerine fazla güvenme. Herkesin ağzı var, kelime var; ama yüreğiyle hareket eden pek az insan var .
Öyle bir insan bul ki, söyledikleriyle yaptıkları birbirini utandırmasın. Sen de öyle biri ol ki, sesinden çok yüreğinin izi kalsın. Çünkü günü geldiğinde kimsenin sana ne kadar iltifat ettiğini değil, yaptığı iyilikleri ve gösterdiği cesareti hatırlarsın. Gerçek dost, senin sessizliğini bile anlayandır. Gözünün içine bakıp “Ben buradayım” diyebilendir. O yüzden kalabalıkların söz kalabalığına kanma. Hareketiyle varlık gösteren bir tek insan, sana methiyeler düzen yüz kişiden daha kıymetlidir.
O yüzden sen yine de kalbini karartma. Herkes aynı değil. Hala sözünü tutan, dostluğunu yüreğiyle taşıyan, yanında susmayı bile destek sayan güzel insanlar var bu dünyada.
Dilerim; yolun, lafla değil davranışıyla ışık olan insanlarla kesişir. Dilerim, kalbinin kıymetini bilen, yokluğunda bile seni savunan , düşünen insanlara denk gelirsin.
İyiliği gösteren ağız değil, davranıştır.
İyi insanlara denk gelesiniz...
Ve siz de hep o denk gelinmek istenen iyi insanlardan olasınız🙏
Yelda Öğretmen
Yorumlar
Yorum Gönder