KINTSUGI Kırıldığın Yerden Parla ✨️
KINTSUGI: Kırıldığın Yerden Parla✨️
Hayat bazen incecik bir porselen gibi elimizde kırılıveriyor.Bir söz, bir veda, bir kayıp,bir ihanet ,bir yok oluş …
Hepimiz bir yerlerden kırılmışızdır. Ama güzel haber şu ki: Hepimiz Kintsugi’yiz, farkında olmadan.. Her kırık, içinden biraz daha “biz” döküyor ortaya. Yani artık o porselen sade değil, yaşanmışlık desenli☺️
Japonların bu harika felsefesini bilirsiniz
belki: Kintsugi, kırılan seramikleri altınla onarma sanatı. Kırıklar gizlenmez, altınla belirginleştirilir. Çünkü o çatlaklar eserin tarihini, geçirdiği fırtınaları, dayanıklılığını gösterir. Ve bu onu daha değerli kılar.
Sanmayın ki ben kırılmadım, hem de herkes kadar değil… belki biraz fazla.
Kırıldım hem de öyle minnoş minnoş değil; tabak çanak gibi, mutfaktan gelen "çınngg!" 🗯sesiyle🙃Ama fark şu ki, ben kırıklarımı oturup ağlayarak tamir etmedim… Japon sanatı kintsugi falan da bilmiyordum o zamanlar, ben direkt Japon pazarından süper yapıştırıcıyı aldım, yapıştırdım, üzerine sim döktüm, dermişim 🤭
Her duvara tosladığımda duvar benden özür dilemedi, ama ben döndüm, o duvara çerçeve taktım. Madem kıramıyorum, dekor yaparım senden dedim .
Kırık kalbimi aldım, üstünü bantladım baktım “latte tadında toparlanmış”ım.
Kısacası hayat bazen tokatlıyor, ama ben her tokada “bu da masajdan sayılır mı?” diye gülüp geçiyorum. 🤷♀️
Her şeye rağmen öyle köşeye çekilip “neden ben,ben ,ben ?” demedim. Kırıklarımı mendille sarmadım, oturup dertleşmedim onlarla. Ben onları aldım, güzelce dizdim bir kenara, sonra birer birer patlattım.✨️✨️
Düşünsene, hayatında ne zaman “dağıldım” dediysen, aslında inşa edilmenin ilk adımındaydın. Belki bir ilişkin bitti, belki çok güvendiğin biri seni kırdı ya da hayallerin suya düştü. Sonra ne oldu? Ağladın, ağladın duruldun, düşündün… ve yeni bir “sen” doğdu. Biraz daha güçlü, biraz daha seçici, biraz daha farkında...
Bak mesela, başarısızlıklar… Herkesin hayatında "Bittim" dediği bir gün illa vardır. Ama sonra bir sabah, kahveni ,çayını içerken içinden o tanıdık ses yükselir: “Denemeliyim.” İşte o ses, altınla çatlaklarını onaran senin sesindir..
Yani kısaca: Kırıldın mı? Süper.👌
Şimdi sıra ışıldamakta. ✨️✨️O çatlaklar senin hikayen. Onları örtmeye çalışma sakın . Onlarla barış, gül, anlat, gurur duy💪
Unutma, yeni aldığın bir kupanın hiç bir anısı yoktur. Ama o kulpu yapıştırılmış, çatlağı altınla parlayan fincan öyle mi … İşte onun muazzam bir hikayesi var...
Ve biz? Hepimiz o kupayız. Kırıklarımızla güzeliz. Çünkü biz sadece “tam” değiliz. Biz, “yeniden parlayarak tamamlanmış”ız.🌝
Gülümsüyoruz çünkü ne yapalım, ağlamak göz altı torbalarını şişiriyor.🤭 Hem zaten artık ağlayınca noluyor ki kahkaha atınca içimiz boşalıyor.
Yani anlayacağınız, biz bu kalbi altınlı espriyle sıvadık… İçine biraz da kahve kattık mı, alın size duygusal espresso!
Altınla onarılmış kalplerle gülümseyenlere selam olsun...💖🌝💝
Yelda Öğretmen
Yorumlar
Yorum Gönder