KENDİN OLABİLME SANATI


 “Kendin Olmak” Sanatı: Sahte Maskeler Balosunda Gerçek Yüzünle Dans Etmek


Seni sürekli başka biri yapmaya çalışan bir dünyada kendin olabilmek en büyük başarıdır.

– Ralph Waldo Emerson


Günümüz dünyasında doğduğumuz andan itibaren bir yarışa sokuluyoruz. Henüz doğru düzgün konuşamadan, “sen de ablan gibi uslu ol” deniliyor. “Komşunun çocuğu” ise hayatımızın başrolünde: Hem başarılı, hem efendi, hem de piyano çalıyor — eh, bir tek uçmayı öğrenemedi!


Toplum, kalıplarla örülmüş bir kopya fabrikası gibi. Herkes aynı hayatı yaşasın istiyor. Aynı diplomayı alsın, aynı işe girsin, aynı düzene kapılsın… Kendi olmayı denediğinde ise sistem bir anda “virüs algılandı!” diye alarm veriyor.


Ama asıl virüs; içindeki seni bastırmak, sırf uyum sağlamak uğruna benliğini susturmak değil mi?


Kendin olmak… Ne büyük cesaret işi aslında! Çünkü bu, kalabalıklardan ayrılmak demek. “Ben farklıyım” diyebilmek. Ve bazen bu, çatal bıçak sesiyle boğulmuş bir aile yemeğinde "ben başka bir yol seçmek istiyorum" demek kadar zor olabilir.


Oysa sen biriciksin. Parmak izlerin gibi ruh izlerin de sadece sana ait. Bir Picasso tablosunu alıp "şöyle biraz daha Mona Lisa’ya benzetelim" desek ne kadar anlamsız olur, değil mi? Aynı şekilde, senin eşsizliğini başka birine benzetmeye çalışmak da o kadar trajikomik.


Hayat bir sahne, evet. Ama bu sahnede figüran olmayı kabul ettiğinde, rol çalmayı bile başaramayan bir taklit olursun. Oysa kendi hikâyenin başrolü olmak varken, neden başka birinin hayatında dekor olasın?


Tabii “kendin olmak” kolay değil. Bazen seni yanlış anlayanlar olacak. “Sen değiştin” diyecekler. (Aslında sadece maskeni çıkardın.) Ama unutma, kendin olduğunda kaybettiklerin, seni sevmeyen maskelerdir. Kazandıkların ise seni gerçek hâlinle seven bir avuç yürekli insandır. Ve o birkaç kişi, binlerce yüzeysel alkıştan çok daha kıymetlidir.


Unutma, taklitler her zaman aslını yaşatmaz. Bazen sadece ses yapar. Gerçek olan ise sessizce yol alır, derinden işler kalplere.


Kendin olmaktan korkma. Kendin olmaktan utanma. Çünkü senin varlığın, bu dünyaya bir fark olarak gönderildi. Ve o farkı yaşayarak, belki de başkalarına da ilham olacaksın.


Ve belki bir gün... “Seni başka biri yapmaya çalışan bir dünyada kendin olmayı başarmış” diyecekler senin için.


Ve sen ,belki ben  gülümseyerek diyeceğiz ki :

“Ne mutlu bana… Çünkü ben, sahte olan her şeyin ortasında gerçek kalabildim.”😉

Yelda Öğretmen 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BUGÜN NASIL YAŞAMAK İSTİYORUM ?

KELEBEK KANADI SENDROMU 🦋

Yaşama Katılan Değer: Kendine Yatırım