YAS..KALBİNDE BİR DELİKLE YAŞAMAYI ÖĞRENMEKTİR


 "Yas dediğimiz şey, kalbinizdeki deliği iyileştirmeye çalışmakla ilgili değil, kalbinizde bir delikle yaşamayı öğrenmekle ilgili."


Bir kitapta denk geldim bu cümleye, içime dokundu..


Ne güzel anlatmış  değil mi yas tutmayı?


İçimize işler böyle sözler. Çünkü biliriz... Hayat dediğimiz şey, biraz eksilmek, biraz kabullenmek, biraz da gülümsemeyi unutmadan devam edebilmektir.


Yas tutmak zannedildiği gibi “ağlayıp rahatlamak” değildir sadece. Bazen gülümseyerek acı çekmektir… Bazen sofrada bir tabak eksik koymaktır, bazen de telefona uzanırken “nasılsın” diyememektir birine.


Toplum olarak yas tutmayı pek beceremiyoruz aslında. Hemen “geçer geçer”, “zamanla unutursun” cümlelerine sarılırız. Sanki kayıplar unutulması gereken eşyalarmış gibi… 

Oysa bazı kayıplar unutulmaz;unutturulmamalı, sadece yer değiştirmeli. Dışımızdan içimize ... Artık yanımızda değil, içimizdedir o eksiklik.


Ama hayat, inadına devam eder. Bir sabah alarm çalar, çayı ocağa  koymamız gerekir. Trafik yine kalabalıktır, markette yine sıra vardır.İşte sorumlulukların vardır .İşte o zaman fark ederiz: Yas tutmak, hayatı durdurmuyor. Sadece içimizde bir odaya taşınmış . Biz o odanın kapısını ara sıra açıp , göz ucuyla bakarız. Bazen içeri girer, oturur,radyoda bir şarkıya denk gelir , sessizce ağlarız. Sonra siler gözümüzü, kalkar çamaşırları asarız,ütümüzü  yaparız..


Ve bazen gülmeyi unutmamak gerekir… Çünkü kaybettiğimiz kişi hayatta olsaydı, biz böyle kederli duralım mı isterdi?


“Acılar paylaşınca azalmaz belki ama, biraz tebessüm edince hafifler.”

Bu yüzden yas da, tıpkı hayat gibi, biraz hüzünle biraz kahkahayla yaşanır.

İçimizdeki delik iyileşmez belki ama, o boşluğun içinde yeni bir güç yeşerir.


Ve bir gün, kalbinizde o delikle yaşamayı öğrenirsiniz…

Eksik ama dimdik, yorgun ama umutlu...


Ne zaman içimizde bir eksiklik hissedersek, bilmeliyiz ki o his, bir izdir.

Bir zamanlar kalbimize dokunanların, artık sessizce içimizde yaşamaya devam etmesidir.

Yas, unutmak değildir…

Yas, hatırlamanın en sessiz halidir.


Acıyı yok saymadan, eksikle tamam olmayı öğrenmektir.

Bir boşlukla yaşamayı değil, o boşlukla güçlü kalmayı seçmektir.

Çünkü bazı kayıplar bizi eksiltmez; bizi insan eder.


Ve biliriz ki, her dua bir köprü olur aramızda…

Biz yaşadıkça, onların izi sürer bu hayatta.


Geçip giden tüm güzel insanlarımıza, kalbimizin en derininden bir rahmet, bir dua…

Nur içinde uyusun, içimizde hep yaşasınlar...

Yelda Öğretmen

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BUGÜN NASIL YAŞAMAK İSTİYORUM ?

KELEBEK KANADI SENDROMU 🦋

Yaşama Katılan Değer: Kendine Yatırım