ÇOCUK TRAVMA MERKEZİ
Travma Çiçek Açmaz Ama... Sulanmazsa Kök Salmaya Devam Eder..
Bazı çocuklar daha "çocuk" demeye kalmadan büyür. Hani derler ya "daha süt dişleri duruyordu", işte öyle yaşta... Kiminin oyuncağı yoktur, kimininse oyuncak dükkanı gibi bir yığın oyuncağı ,oyuncak gibi kullanılmayan bir çocukluğu. Travma dediğimiz şey; hayatın beklenmedik bir tekmesi. Öyle bir tekme ki, ne elinize buz koyarsınız, ne dizinize yara bandı.Hiç bir şey kar etmez .
Ama ne yazık ki, Türkiye'de bu yaralar "görünmez yara" statüsüne alınmış durumda. Ensest ilişkiler, ihmal, istismar,dayak ,yok sayma ... Ailelerin “aman adımız çıkmasın” diye süpürdüğü halının altı artık göçük vermek üzere. Çünkü gerçekler halıya sığmıyor!
Bir çocuğun hayatı karardığında, bu sadece o çocuğun değil, hepimizin hayatına düşen gölge.Çünkü o çocuk, bir gün bizim çocuğumuzun öğretmeni olacak. Belki komşumuz, belki doktorumuz, belki de bıçaklı saldırganımız...
Bakın, geçenlerde 14 yaşındaki bir çocuk, eline bıçağı alıp başka bir çocuğun hayatını söndürdü. “Ama neden?” dedik. Olayı çözünce fark ettik ki, bu çocuk da defalarca karanlıkla baş başa bırakılmış. Herkesin “çocuklar geleceğimizdir” dediği ülkede, bazı çocuklar sadece istatistik olarak büyüyor.Çok iyi yetişmiş bir can gitti hepimizin ciğeri yandı ..
Ama ufacık da olsa umut var!
Düşünsenize her ilde, her ilçede bir "Çocuk Travma Merkezi" olduğunu... Eğitimli pedagoglar, psikiyatristler, travma uzmanları...
Polisinden hakimine, öğretmeninden sağlık çalışanına kadar herkesin bu konuda bilinçli ve eğitimli olduğu bir toplum hayal edin. Artık çocukların susmak zorunda kalmadığı, utancın yükünü onların değil, gerçek sorumluların taşıdığı bir düzen… Yani 'Çocuklar susmasın, biz utanmayalım' diyebildiğimiz, yüzümüzü geleceğe umutla döndüğümüz bir toplum!
Yani diyorum ki...
Travma bir hastalık değil, iyileşmeyi bekleyen bir yaradır.
"Aman bizde öyle şey olmaz" demek, travmayı aile yadigârı yapmak demektir.O döngüyü öğrenene kadar yaşarsın ..
Ve evet, çocuklar bir gün bir şekilde büyüyor. Ama nasıl büyüdükleri, bizim nasıl yaşlanacağımızı belirliyor.
Haydi gelin, çocukların yaralarını konuşalım. Çünkü travmayı halının altına süpürürsek, bir gün ayağımız o halıya takılır, yere düşeriz.
Ve bu defa kimse kalkamaz...
Yelda Öğretmen
Yorumlar
Yorum Gönder